Her şey bundan tam 1 yıl önce başladı. Aslında tam 1 yıl önce bir bitişin başlangıcı yaşandı. Birileri bana sen seneye zayıflayacaksın 80-90 kilo vereceksin deseler güler geçer dikkate almazdım. Ama hayatta imkânsız diye bir şeyin olmadığını, istenilince her şeyin üstesinden gelinebileceğini yaşayarak daha iyi algıladım. 04.03.2014 tarihinde ameliyat masasına iki kişilik yatan benin, birini masada kalması inanın çok sevindirici .
Buradan o ameliyat masasında kalan eski ben’e yani kilolarıma sesleniyorum;
‘’Seni hiç özlemiyorum ve özlemeyeceğim, dilerim ki bir daha seninle karşılaşmayız, senin beni terk etmeye niyetin yoktu ama hayat seninle hiç yaşanılır bir hal almadı, sensiz hiçbir yere gidemiyordum zaten sensiz hiçbir yere giremiyordum ki sığamıyordum gittiğim yerlere. Bırak seninle bir yere gitmeyi seninle uyuyamıyordum bile gece uykumda ölecekmiş gibi olmak , sağdan sola dönememek , boğuyordun resmen. Seninle geçirdiğim en güzel zaman yemek yemek diye düşünürdüm ama meğerse onlarda yalanmış dost görünümlü bir şeytanmışsın o lokmaları ben değil hep sen yemişsin aslında ne kadar aç kalmışım ben yemek yemeğe su içmeye sağlıklı beslenmeye .
Her şey senin yüzünden geldi başıma doğru düzgün bir hayatım olamadı senin yüzünden, arkadaş çevrem,sosyal hayatım,özel hayatım kapkaranlıktı seni gören yaklaşmıyordu yanıma yaklaşamıyordu.Seninle geçirdiğim zamana yazıklar olsun.
Hey Sen Eski Ben..!
Doğumduğumdan beri benimle savaşıyordun, Hayatıma, yaşantıma her şeyime engel oluyordun çocukluğumu aldın benden ama olsun, Savaş ARTIK BİTTİ .Gençliğimi ve Bundan Sonra ki Ömrümü Senin Zehir Etmene Müsaade Etmeyeceğim. BU SAVAŞI BEN KAZANDIM VE ZAFER ÖMÜR BOYU SÜRECEK.’’
Dostlarım ; Bugün Esas Mehmet Ali’nin yani benim yeniden doğduğum gündür. Bana Bu Günleri Gösteren ALLAH (C.C.) sonsuz şükürler olsun. Bugünleri yaşamama vesile olan ameliyatımı başarıyla gerçekleştiren Doktorum Metin KARADENİZ’e, bu süreçte bana yol gösteren destek veren başta Komşularımız Abim ve Ablam Yusuf-Gülşen PEKGÜLEÇ’e benden desteklerini esirgemeyen Aileme ve Tüm Dostlarıma Son olarakta Bundan Sonra Hayatımda Bana Destek Olup Yarenlik Edecek Biriciğime Mide Aşkım Zeynebim’e SONSUZ TEŞEKKÜR EDİYORUM.
İYİ Kİ VARSINIZ SİZLERLE BİRLİKTE HAYATA YENİDEN MERHABAAA
drmetin
4 Mart 2015 Çarşamba
4 Ocak 2015 Pazar
Ömer Erim Altınel
Biraz uzun
olacak ama merak edenler olabilir diye detaylara geçiyorum:
Ameliyathaneye girdik ve anestezi başladığında, mavi
kenarlı bir maskeden derin derin nefes almamı istediler (o arada diğer
anestezikler enjekte edilmişti sanırım). İkinci nefesten sonrasını hatırlamıyorum.
Kısa (zannettiğim) bir süreden sonra hoş bir bayan sesi (kim olduğunu
hala merak ediyorum) mavi kenarlı bir maskeden derin derin nefes almamı
söyledi. Bayılmadığımı hala anestezinin devam ettiğini sanarak "daha
bayılmadım mı" diye sordum sanırım. O da bana ameliyatın bittiiğini
post-op odasında olduğumu söyledi. Ne zaman başladı ne zaman bitti?
Narkozun etkisinden kurtulma süreci biraz sarhoşluk
gibiydi ama yanımda benimle yatan arkadaşlarla sohbet edebiliyorduk. Ara sıra
kaldırıp bizi yürüttüler, sabah olunca da odamıza aldılar. Sonrası ise, dediğim
gibi otel hayatına benziyordu. Kullanılan ilaçlardan mı yoksa başka bir şeyden
mi bilmiyorum ama ağrım sızım olmadı. Yemek hiç aklıma gelmiyor, aç kesinlikle
değilim. Yani tahammül etmek ya da mücadele etmek zorunda olduğum bir his yok.
Aç ya da tok olmak arasında bir fark yok. İçtiklerim fazlasıyla yetiyor. Ameliyat
olalı 3 gün oldu, açık çorbalar su ve meyve suyu fazlasıyla doyuruyor.
Bu arada sürecin bu kadar iyi geçmesinde, herkesin
emeği büyük tabii ki. Öncelikle yaptıkları kelimelerle anlatılmayacak Metin
Karadeniz elbet (keşke benim için anlamını kelimelere dökebilsem. Bunu sadece
kuru bir teşekkür olarak görmeyin lütfen, gerçekten ifade edemiyorum). Daha
sonra durumumu sürekli kontrol eden, benim ilaçlarımı zamanında alabilmem ve
hayati ölçümlerimi (tansiyon nabız vb.) zamanında yapabilmek için geceleri
uykusuz kalan ama buna rağmen sürekli tebessüm eden hemşirelere (zaten görevleri
demeyin, gerçekten zor iş), gündüzleri sürekli benimle ilgilenen, hastane idari
ve sağlık personeline (bilhassa sedefli pembe ojeli kat hemşiremize ki bu
ojenin yakıştığını kendisine de söyledim), odamı pek çok kez kaldığım otel
odalarından daha temiz tutan temizlik personeline, gecenin bir vakti canım
sıkıldığında, acilin önünde sohbet ettiğimiz güvenlik görevlilerine, bana
refakatçilik yapan canım aileme ne kadar teşekkür etsem az. Hepinizle yeni
hayatımda mutlu günler göreceğimize inanıyorum Çok ama çok teşekkür ederim.
Yıldız Öntürk
Operasyon olalı tam 1 yıl oldu. Hayatımda o
kadar çok şey değişti ki, sanki obez olarak son 10 seneyi ben geçirmedim gibi
geliyor bazen. Eski resimlerime baktığım zaman o anki ruh halimi anımsıyorum.
Yaşamaktan bıkkınlık gelir ya insana, hani hiçbir şeyden zevk almazsın. Sadece
yaşamak için yaşarsın. Hayatındaki en basit şeyler sana o kadar zor gelir ki ;
10 dakikalık bir yürüme mesafesi senin gözünde öyle bir büyür ki , kalp
çarpıntısından ölüyorum sanırsın. Mesela en büyük korkum yere düşmekti. Çünkü
düşerken kontrolü sağlamak o cüsseyle hiç kolay olmuyor. Rahat bir uyku bile
uyuyabildiğimi hatırlamıyorum. Uyurken de sürekli uykudan uyanırdım çünkü vücut
ağrılarım beni uyutmazdı. Ağrı kesici içmeden uyuyabildiğim çok nadirdi. Malum
kilolardan sırt, bel, bacak ağrıları hiç eksik olmuyordu. Bunlar sadece
fiziksel sorunlardı işin birde psikolojik yönü vardı ki en ağırı da buydu; en
yakınlarının bile seni alay konusu etmekten çekinmeyip yemek yerken dahi 'az
ye, sen şişmansın' gibi bir cümleyi pat diye söyleyiverip, lokmayı boğazına
diziverir. Onlara sorarsan senin iyiliğin içindir bu. İnsanı gerçekten her şeyden
soğutan bir şeydir patavatsızca rencide edilmek. Sosyal hayatta, havuzda,
denizde hoş olmayan ve aşağılayıcı espriler ile psikolojini alt üst etmeleri,
gittiğin eğlenceden bile zevk alamamak, üstüne psikolojin yerle bir olmuş bir
şekilde geri dönmek ise depresyona sokar insanı. Obez olmadan önce çok iyi dans
edebilen biriyken obez olduktan sonra bütün kıvraklığımı ve dans yeteneğimi
kaybetmek benim gibi dansı çok seven biri için tam bir yıkım oldu. Bunun
yanında uzun süredir beni görmeyen arkadaşlarımla buluşmaya gitmeye hep
çekinirdim çünkü onlar beni zayıf halimle hatırlarlarken oysa ben eski halime
göre 40 kilo almış ve neredeyse iki katım gibi bir fiziğe sahip olmuştum. Kim bilir
bana neler diyecekler, ne espriler yapacaklar veya patavatsızca 'sen ne oldun
böyle' deyiverecekler ve ben bir anda ne diyeceğimi şaşırıp baka kalacağım. Bu
yüzden arkadaşlarımla veya akrabalarımla bile görüşmeye çekinir, yalnızlığı
tercih eder, görüşmemek için bahaneler bulup, kendimi bile bu bahanelere
inandırırdım. Sosyal hayattan elimi ayağımı çekip kendi kabuğumda yaşamayı
tercih etmiştim. İçimden fotoğraf çektirmek bile gelmezdi çünkü kendim bile
fotoğrafları beğenmez hemen silerdim telefonumdan.
Ve şimdi operasyondan 1 yıl sonra hissettiklerim; kocaman bir 'yaşama sevinci', mutluluk derken 'gerçekten mutluluk' . Hiçbir şeye üşenmemek harika, biri bir yeremi çağırdı anında giyinip , süslenip hiç çekinmeden gidebiliyor olmak çok güzel bir duyguymuş. Eskiden uzun süren faaliyetlerden nefret eden bir kişi olarak şimdi her türlü yorucu faaliyete koşarak giden biri olmak inanılmaz hoş geliyor bana. Düşmek korkusu hiç aklıma gelmiyor, ayağım takılsa bile hemen kontrolümü sağlayabiliyorum. Tansiyon sorunumu 'o da ne' diyorum artık bir kere bile rahatsızlanmadım ki; kilolar giderken hastalıklarımı da aldı götürdü benden, uyuyabilmek için operasyondan beri hiç ağrı kesici almadım. Kıyafet alırken veya denerken ki mutluluğu anlatamam. Kıyafetin üzerine yakışması insanı öyle mutlu ediyor ki, yağlarımın bir yerden fırlamaması öyle güzel bir duygu ki; bu mutluluk paha biçilemez. Her şeyden önce kendi kendini beğeniyorsun ve moralin inanılmaz yükseliyor. Müthiş bir özgüven artışı geliyor. Yürürken bacak içlerimin tombişliğinden kaynaklanan paytak paytak yürüme gidip te yerine gayet hoş ve zarif bir bayan gibi yürümeye başladığımı farkettiğimde içimden nasıl sevinçten havalara sıçramak geldiğini tahmin edemezsiniz, ancak bunu yaşayanlar bilir. Eskiden yüzüm genellikle asıkken, şuan gözlerimin içi bile gülüyor diyebilirim. Artık fotoğraf çektirmeye doyamaz hale gelirsiniz; yüzünüz gerçek şeklini alır, elmacık kemikleri çıkar, gıdı gider. Ben baya güzelmişim deyip, yüzlerce fotoğraf çekmeye başlar, aynalarla ve tartılarla barışık yaşar, kendinize bakmaya doyamazsınız.
İyi ki Obezite Cerrrahisi var ve iyi ki doktorum sevgili Metin Karadeniz hocam. Doktorumun işine olan titizliği, sabrı ve hastalarına gösterdiği itina ise takdire şayan. Sizi seviyoruz Metin Karadeniz. Bize hayatımızda bu mutluluğu kimse veremezdi. Hem fiziksel hem de psikolojik bu güzel değişimi sayenizde yaşamak paha biçilmez bir şey. Sonsuz teşekkürler.
Ve şimdi operasyondan 1 yıl sonra hissettiklerim; kocaman bir 'yaşama sevinci', mutluluk derken 'gerçekten mutluluk' . Hiçbir şeye üşenmemek harika, biri bir yeremi çağırdı anında giyinip , süslenip hiç çekinmeden gidebiliyor olmak çok güzel bir duyguymuş. Eskiden uzun süren faaliyetlerden nefret eden bir kişi olarak şimdi her türlü yorucu faaliyete koşarak giden biri olmak inanılmaz hoş geliyor bana. Düşmek korkusu hiç aklıma gelmiyor, ayağım takılsa bile hemen kontrolümü sağlayabiliyorum. Tansiyon sorunumu 'o da ne' diyorum artık bir kere bile rahatsızlanmadım ki; kilolar giderken hastalıklarımı da aldı götürdü benden, uyuyabilmek için operasyondan beri hiç ağrı kesici almadım. Kıyafet alırken veya denerken ki mutluluğu anlatamam. Kıyafetin üzerine yakışması insanı öyle mutlu ediyor ki, yağlarımın bir yerden fırlamaması öyle güzel bir duygu ki; bu mutluluk paha biçilemez. Her şeyden önce kendi kendini beğeniyorsun ve moralin inanılmaz yükseliyor. Müthiş bir özgüven artışı geliyor. Yürürken bacak içlerimin tombişliğinden kaynaklanan paytak paytak yürüme gidip te yerine gayet hoş ve zarif bir bayan gibi yürümeye başladığımı farkettiğimde içimden nasıl sevinçten havalara sıçramak geldiğini tahmin edemezsiniz, ancak bunu yaşayanlar bilir. Eskiden yüzüm genellikle asıkken, şuan gözlerimin içi bile gülüyor diyebilirim. Artık fotoğraf çektirmeye doyamaz hale gelirsiniz; yüzünüz gerçek şeklini alır, elmacık kemikleri çıkar, gıdı gider. Ben baya güzelmişim deyip, yüzlerce fotoğraf çekmeye başlar, aynalarla ve tartılarla barışık yaşar, kendinize bakmaya doyamazsınız.
İyi ki Obezite Cerrrahisi var ve iyi ki doktorum sevgili Metin Karadeniz hocam. Doktorumun işine olan titizliği, sabrı ve hastalarına gösterdiği itina ise takdire şayan. Sizi seviyoruz Metin Karadeniz. Bize hayatımızda bu mutluluğu kimse veremezdi. Hem fiziksel hem de psikolojik bu güzel değişimi sayenizde yaşamak paha biçilmez bir şey. Sonsuz teşekkürler.
Kübra Kavurucu Işık
Nereden nereye… Geçen sene bu saatlerde
sabahleyin ameliyata girmenin heyecanı içerisindeydim. Doktorum sevgili Metin
Karadeniz bey odaya geldi, dedi ki Kübra hanım gurubu kurdum az önce. Söylerken
bile hocam heyecanlıydı. O kadar sevindim ki, çok değişik bir duyguydu bu.
Bizler için emek sarfetmeye hazır fedakar biri vardı karşımda. Hocamın
gözlerindeki ışıltı halen gözümde canlanıyor. Etrafımdaki herkesin karşı
çıkmasına rağmen bu zorlu yola çıktım. En büyük destekçim sadece ve sadece eşim
oldu. Sırf ben çok istiyorum diye. Elbette zorlu bir süreç oldu benim için.
Hiçbirşey öylece kolayca olmadı. Ama sonuçları gerçekten harika oldu bence. Sanki
yeniden doğdum. Başka bir insan oldum. Çok mutluyum bu mutluluğumu nasıl
anlatırım sizlere bilmiyorum. İyi ki yollarımız sizinle kesişmiş Metin hocam.
İyiki sizin hastanız olmuşum. Her zaman yanımdaydınız eminim ki hep te
olacaksınız. Tek dileğim başarılarımız daim olsun. Gözlerinizdeki ışıltı asla
bitmesin.
Gözde Hızlan
Dünyaya
yemek yemek için gelmiştim sanki. Küçükken ilkokulda arkadaşlar arasında anket
defterlerimizi doldururduk. Orada çeşitli sorular, hobileriniz fobileriniz
tarzında. Her gün birine verirsin doldurulup geri verilir, ertesi gün heyecanla
açıp okursun. Bir gün arkadaşım benim dolduracağım sayfanın hobileriniz bölümüne
yemek yemek yazmış. O ana kadar bunun farkında değildim. Çok üzülmüştüm.
Arkadaşlarımdan uzaklaşıp resmen kendimi dışladım. Sonra daha çok yemek yemeye
başladım ve küçüklükten itibaren her geçen yıl daha da şişmanladım. Önüne
geçemez bir hal almıştım ve ipin ucunu hiç yakalamaya çalışmadım. Ortaokul ve
lise formam terzide dikildi. Yıl sonu gecelerini, müsamereleri, doğum günü
partilerini hiç sevmezdim. Toplu beslenmeyle dağıtılan yemekle hiç doymadım.
Bando takımında bana göre elbise yoktu mesela, o yüzden almamışlardı. 10
yaşındaydım ne kadar kırılmıştım, rencide olmuştum. Geçmişe baktığım zaman
güzel günler geçirmedim, irade yoktu hiç. Uğraşmadım, belki tembellikten, belki
bünyeden. Bilmiyorum ama Metin Karadeniz’den sonra ne irade zayıflığı, ne
tembellik, ne üzüntü, ne hayal kırıklığı. Hepsinden kurtuldum. Bundan sonra
eski kötü ve sağlıksız günleri unutmayıp bu günlerimizin kıymetini bilelim. Yemek
yemek için yemeyelim, yaşamak için yiyelim. Bu güne kadar yaşadığım en güzel,
en sağlıklı, en mutlu günlerim. Binlerce kez teşekkürler sevgili doktorum Metin
Karadeniz. Sayenizde insan gibi yaşamaya başladım.
Özel mesajlardan gelen bir sürü soru var. Tabi ki en çok
sorulan soru sarkma oldu mu, acı çektiniz mi, spor yapıyor musunuz? Merak
edenlere duyurulur;
Tam 60 kilo verdim. Vücudumdan resmen bir insan çıktı.
haliyle kişiden kişiye farklılık göstererek vücutta bir takım deformasyonlar
yaşanıyor. O kadar kilo gitti, derimiz elastik yapıya sahip, fakat bır yere kadar.
O koskaca gergin her an patlamak üzere olan görüntümden kurtulduğum yetmiyormuş
gibi ufacık görünmeyen yerlerimden sarkmalar yaşamışım dert mi? Hiç dert değil.
Eskiden full gerginim de ne oluyordu? Ne bir kıyafet, ne bir iç çamaşırı, ne doğru
düzgün yürüyüş, ne güzel bir derin nefes. En kısa mesafelere bile taksiyle giderdim. Dışarıda yemek yemek çok
masraflıydı. Sipariş verirken bile utanırdım, dünyaları yerdim doymazdım. Toplu
taşımada 2 kişilik koltuğa ancak sığardım. Toplum içinde insanların bakışları
nasıl rahatsız ediciydi. Yaşadıklarımı yazmaya kelimeler yetmez. Belki operasyon
için karar aşamasında olan arkadaşlara vesile olur bu yazım. hepimiz aynı
sıkıntılar içindeyiz biliyorum. Bütün bu olumsuzluklar yaşanırken hala daha
ameliyata karar veremeyip korkanlar, acaba kilo verince oram buram sarkar mı diye
soran arkadaşlar; ne kadar boş vakit geçirdiğinizin farkında mısnız? Bütün bu
olumsuzluklardan kurtulmuşken bambaşka rahat bir hayat sürüp toplumda göze batmıyorken
azıcık kolum sarkmış, azıcık göbeğim deforme olmuş dert mi? DEĞİL. BU arada
bende sarkma yok. Çok spor yaptım, profesyonel olmasa bile yürüdüm, yüzdüm.
Evde yaptığım her işi iş olarak değil de spor olarak gördüm. Kollarım da
sarkmadı, halı sildim, koltuk sildim. Evden çıkamıyorum diye bahane yok, evde de
yapacak çok şey var. Yeter ki yapmak isteyin.
Acı falan da hiç çekmedim, ertesi gün bile ameliyattan
sonra normal hayatıma devam ettim. Ama ameliyattan önceki acılarım unutulmaz.
Ecmel Olgaç
2013 Mayıs ayında, aynı günlerde iki
arkadaşımın ısrarı ile bu obezite cerrahisini araştırmaya başladım. Tüp mide
aklıma yatmıştı. İzmir’de iki doktor çıktı karşıma. Biri Metin Karadeniz idi. Nedense ilk Metin bey ile
görüşmek istedim. İlk tanışmamızda daha 40 ameliyat gibiydi vaka sayısı. Ama
içtenliği, ilgisi ve en önemlisi işini ciddiye alması beni etkiledi açıkçası.
Hastaneden taburcu olalı bir yıl oldu tamı tamına. Öncelikle hastanede yattığım süre boyunca ilgisini hiç esirgemedi doktorum. Geceleri bile telefonla durumumu takip etti. Cumartesi günü beni hastanede kontrole geldiğinde çok şaşırmıştım. Çünkü devlet hastanelerinde çok sık rastlanan bir durum değildir bu.
Yavaş yavaş sağlığıma kavuştum. Bütün hayatım değişti diyebilirim. Şeker seviyem 90-105 civarı seyrediyor. En son Hemoglobin A1c değerim 5,5 ölçüldü. Facia durumunda olan karaciğer testlerim normalde. 10 yıldır ölüm riski ile yaşadığım uyku apnem geçti ve CPAP cihazım artık süs eşyası gibi duruyor. Beni çok mutlu eden bir kiloya geldim. Hedefime ulaşamadım, çünkü yaşam tarzım ve mesleğim önüme biraz engel çıkarıyor. Ama eninde sonunda hedefime ulaşacağım. Bu yüzden hocam tarafından GRUBUN EN YARAMAZ HASTASI ödülünü aldım.
Mutluluğumu paylaşmak istedim bugün sizlerle. Bunu ancak yaşayanlar anlar. Morbid obez olup ta bu ameliyatı olmak için düşünmeyin bile. Çünkü Morbid obezitenin riskleri ve yaşadıkları zorluklar, hayat standardının yerlerde sürünmesi ve sürekli asansör gibi inip tekrar fazlasıyla yerine gelen kilolar ile yaşamanın hiçbir anlamı yok.
Size çok teşekkür ederim sevgili hocam. Yeni bir hayata başlama fırsatı yarattınız bana. Başarılarınızın devamını dilerim...
Hastaneden taburcu olalı bir yıl oldu tamı tamına. Öncelikle hastanede yattığım süre boyunca ilgisini hiç esirgemedi doktorum. Geceleri bile telefonla durumumu takip etti. Cumartesi günü beni hastanede kontrole geldiğinde çok şaşırmıştım. Çünkü devlet hastanelerinde çok sık rastlanan bir durum değildir bu.
Yavaş yavaş sağlığıma kavuştum. Bütün hayatım değişti diyebilirim. Şeker seviyem 90-105 civarı seyrediyor. En son Hemoglobin A1c değerim 5,5 ölçüldü. Facia durumunda olan karaciğer testlerim normalde. 10 yıldır ölüm riski ile yaşadığım uyku apnem geçti ve CPAP cihazım artık süs eşyası gibi duruyor. Beni çok mutlu eden bir kiloya geldim. Hedefime ulaşamadım, çünkü yaşam tarzım ve mesleğim önüme biraz engel çıkarıyor. Ama eninde sonunda hedefime ulaşacağım. Bu yüzden hocam tarafından GRUBUN EN YARAMAZ HASTASI ödülünü aldım.
Mutluluğumu paylaşmak istedim bugün sizlerle. Bunu ancak yaşayanlar anlar. Morbid obez olup ta bu ameliyatı olmak için düşünmeyin bile. Çünkü Morbid obezitenin riskleri ve yaşadıkları zorluklar, hayat standardının yerlerde sürünmesi ve sürekli asansör gibi inip tekrar fazlasıyla yerine gelen kilolar ile yaşamanın hiçbir anlamı yok.
Size çok teşekkür ederim sevgili hocam. Yeni bir hayata başlama fırsatı yarattınız bana. Başarılarınızın devamını dilerim...
Bilal Şahin
Bir buçuk yılı neredeyse geride
bırakırken -82 kilo ile devam bakalım. 76 kiloyum small bedeni de fit olarak
giymek paha biçilemez. Yolda beni uzun zamandır görmeyen tanıdıklara kendimi
tanıtma çabası, inanmayıp dalga geçme sen küçük olansın diyenlerle, kardeşim
değil benim olduğumu inandırma çabası ile geride bıraktım 1,5 yılı. Hala
ameliyat olmakta karar veremeyenler tavsiyem bir an önce karar verin sonra
pişman olmayın keşke daha önce gitseydim diye 1,5 yıl ne ara oldu anlamadım
bile, yok endoskopi yok sıra Metin bey acaba ne zaman arayacak derken -82 kilo.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)